Organik Tarım: Sağlıklı Bir Gelecek İçin Sürdürülebilir Bir Yol
Günümüz dünyasında tarım, yalnızca gıda üretiminin ötesine geçerek çevresel, sosyal ve ekonomik birçok sorunu da beraberinde getiriyor. Bu bağlamda, organik tarım, sürdürülebilir tarım yöntemlerinin ön planda olduğu, çevre dostu, insan sağlığına zarar vermeyen ve doğayla uyumlu bir üretim biçimi olarak önem kazanmıştır. Organik tarım, kimyasal gübreler, pestisitler ve sentetik katkı maddeleri yerine doğal yöntemler kullanarak tarım yapmayı amaçlar. Bu yazıda organik tarımın ne olduğu, avantajları, zorlukları ve geleceği hakkında detaylı bir inceleme yapacağız.
Organik Tarım Nedir?
Organik tarım, tarımsal üretim süreçlerinde kimyasal maddelerin yerine doğal yöntemlerin kullanıldığı bir tarım sistemidir. Tarımda organik ürünler yetiştirilirken sentetik pestisitler, hormonlar, antibiyotikler ve kimyasal gübreler kullanılmaz. Bunun yerine, doğal gübreler, biyolojik kontrol yöntemleri ve çevre dostu ürünler tercih edilir. Organik tarım, toprak sağlığını iyileştirmeyi, biyolojik çeşitliliği artırmayı ve ekosistem dengesini korumayı hedefler.
Organik Tarıma Nasıl Başlanır?
Ülkemizde organik tarım faaliyetleri, 5262 Sayılı Organik Tarım Kanunu ve 27676 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Organik Tarımın Esasları ve Uygulanmasına İlişkin Yönetmelik kapsamında Bakanlığımızca organik tarımda yetki verilen Kontrol ve Sertifikasyon kuruluşlarıyla yapılan sözleşmeye dayalı olarak yürütülmektedir.
Zeytinseli ailesi olarak Likya Organik tarafından sertifikalandırılmaktayız.
Organik tarıma başlama kuralları aşağıda belirtilmiştir.
a) Organik tarım faaliyetinde bulunmak isteyen ve faaliyet alanına göre Bakanlık ilgili kayıt sistemine kayıtlı olan müteşebbis aşağıda yer alan bilgi ve belgeler ile, kontrol ve sertifikasyon kuruluşuna başvurur. 1) Müteşebbisin adı, adresi, T.C. kimlik numarası ve varsa vergi numarası, yabancı gerçek kişilerde ise yabancı kimlik numarasını içeren kimlik bilgi ve belgeleri, 2) İşletmenin yeri ve konumuna dair bilgiler, 3)Gıda işletmeleri için 17/12/2011 tarihli ve 28145 sayılı Resmî Gazete' de yayımlanan Gıda İşletmelerinin Kayıt ve Onay İşlemlerine Dair Yönetmelik hükümleri gereğince İşletme Kayıt Belgesi veya İşletme Onay Belgesi, 4)Yem işletmeleri için Yem işletmeleri için 27/12/2011 tarihli ve 28155 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan Yem Hijyeni Yönetmeliği gereğince İşletme Kayıt Belgesi veya İşletme Onay Belgesi, 5) Su ürünleri yetiştiriciliği için Su Ürünleri Yetiştiricilik Belgesi ve/veya Su Ürünleri Kuluçkahane Belgesi.
b) Organik tarım faaliyetinde bulunmak isteyen müteşebbis, başvurduğu yetkilendirilmiş kuruluş ile sözleşme yapar. Müteşebbis, organik tarım faaliyetini bireysel olarak yapabildiği gibi, üretici grubu ile de yapabilir. Üretici grubu, organik tarım faaliyetini tüzel kişilik altında yapabilir. Müteşebbis, organik tarım faaliyetini üretici grubu ile yapıyorsa her bir üretici ile sözleşme imzalamak zorundadır. Bu durumda müteşebbis, üretici grubu adına yetkilendirilmiş kuruluş ile sözleşme yapar. Üretici grubu içinde yer alan çiftçiler, müteşebbis olarak değerlendirilir ve bir kod verilerek kayıt altına alınır. Müteşebbis; aracı tüccar, depolama, işleme ve benzeri fason hizmetleri yaptırdığı gerçek veya tüzel kişiler ile de sözleşme yapar. Fason üretim yapan işletmeler de organik tarım kontrol sistemine dâhildir.
c) Yetkilendirilmiş kuruluş ile sözleşme imzalamış olan orman ve doğal alanlardan ürün toplayacak müteşebbis, ürün toplamadan önce, bu alanların mülkiyetinin veya kullanma hakkının ait olduğu makamdan yazılı izin alır. ç) Su ürünleri üretimi yapacak müteşebbis Bakanlıktan yetiştiricilik için izin alır. Bakanlıktan yetiştiricilik izni alan müteşebbisler organik su ürünleri üretimi yapabilir. Organik su ürünleri üretimi yapacak müteşebbis, kamuya ait alanda üretim yapacaksa, ilgili kurumdan alınacak yazılı izin ile yetkilendirilmiş kuruluşa başvurarak sözleşme imzalar.
d) Yetkilendirilmiş kuruluş, her bir üretim aşaması için, ayrı ayrı sözleşme yapabileceği gibi, her faaliyeti ayrı ayrı belirtmek kaydıyla tek bir sözleşme de yapabilir. Yetkilendirilmiş kuruluş, müteşebbise ister bağımsız, ister üretici grubu dâhilinde olsun, Bakanlıkça hazırlanacak ve yetkilendirilmiş kuruluşlara bildirilecek kodlama sistemine göre, bir kod numarası verir.
Organik Tarımın Temel İlkeleri
Organik tarım, belirli bir dizi ilke ve kurallar etrafında şekillenir. Bunlar:
Organik Tarımın Avantajları
Organik Tarımın Zorlukları
Organik tarım, birçok avantaj sağlasa da bazı zorluklarla da karşı karşıyadır:
Organik Tarımın Geleceği
Organik tarım, gelecekte daha da önem kazanacak gibi görünüyor. Küresel iklim değişikliği, su kaynaklarının azalması ve gıda güvenliği endişeleri, daha sürdürülebilir tarım yöntemlerine olan ihtiyacı artırmaktadır. Organik tarım, doğayla uyumlu bir üretim yöntemi olarak bu sorunlara çözüm sunmaktadır.
Dünya genelinde organik tarım alanlarının arttığı ve organik ürünlere olan talebin yükseldiği gözlemlenmektedir. Ancak, organik tarımın yaygınlaşması için devletlerin ve uluslararası kuruluşların daha fazla destek sağlaması, çiftçilerin eğitim alması ve pazar altyapılarının güçlendirilmesi gerekmektedir. Ayrıca, teknoloji ve bilimsel gelişmeler, organik tarımın verimliliğini artırmak ve sürdürülebilirliğini sağlamak adına önemli fırsatlar sunmaktadır.
Sonuç
Organik tarım, hem çevre hem de insan sağlığı açısından birçok avantaj sunmaktadır. Kimyasal maddelerden uzak durarak doğa ile uyumlu bir tarım modeli oluşturulması, gelecekte daha sağlıklı ve sürdürülebilir bir yaşam için büyük önem taşımaktadır. Ancak organik tarımın yaygınlaşabilmesi için ekonomik ve sosyal engellerin aşılması, bilinçli tüketicilerin sayısının artması ve çiftçilerin eğitim alması gerekmektedir. Organik tarım, yalnızca bugünün değil, geleceğin tarım modeli olma potansiyeline sahiptir. Bu nedenle, organik tarımın yaygınlaştırılması ve desteklenmesi, hem çevre hem de toplum için büyük bir kazanım olacaktır.